1. Haberler
  2. Gündem
  3. İnşaat mühendisliğinden teknoloji sektörüne geçiş! Venture Science kurucusu Türker Oğuz başarı hikayesini anlattı

İnşaat mühendisliğinden teknoloji sektörüne geçiş! Venture Science kurucusu Türker Oğuz başarı hikayesini anlattı

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Boğaziçi İnşaat’ta okudunuz ancak kariyerinize teknoloji alanında devam ettiniz? Sizi yeni bir yol çizmeye iten neden neydi?

İnşaat mühendisliğinden teknoloji sektörüne geçiş benim için, teknolojik yeniliklerin geleceğimizi nasıl şekillendirebileceğini keşfetme merakıyla doğal bir ilerleme oldu. Aldığım mühendislik eğitimi, problem çözme, analitik düşünme ve sistemlerin nasıl çalıştığına dair bana sağlam bir temel oluşturdu.

Teknoloji sektörü, yeniliklerin sınırlarını sürekli zorlayan ve insanların hayatlarını sayısız şekilde iyileştiren inovasyonun ön saflarında yer alıyor. İster yapay zeka, yazılım geliştirme, ister yeni donanım teknolojileri olsun, bu sektöre katkıda bulunma fırsatı son derece çekiciydi. Ankara Fen Lisesi’nde aldığım bilim ağırlıklı lise eğitimim ve sonrasında Boğaziçi Üniversitesi inşaat mühendisliğinden sonra, karar destek sistemleri ağırlıklı işletme master’ını Amerika Birleşik Devletlerinde Georgia State Üniversitesinde tam burslu olarak tamamladım, akabinde de teknoloji alanında çalışmaya başladım.

 Kendi işinizi yapmaya ne zaman karar verdiniz? Motivasyonunuz neydi?

Kendi işimi yapmaya kariyerimin çok başlarında karar verdim. Amerika’ya benim gibi göçmen giden insanlar genelde farklı bir perspektifle gelirler ve oradaki fırsatları çabuk farkederler. Buna bazıları Amerikan Rüyası demekte, konuyu biraz da bu şekilde romanlaştırmaktalar. Tabii esas olan bizde gurbet dediğimiz memleketimizden uzak bir ülkede kendi ayakları üzerinde durabilmek, bilgi ve çaba ile, biraz da şans ve kısmetin bir araya gelmesi ile kararlılıkla bir hayat kurma çabası. Bu çaba benim için büyük bir firmada başlayıp yükselmek yerine kendi işimle iştigal olmak şeklinde vücut buldu. Başka arkadaşlarım çalıştıkları yerlerde yükseldiler, kimileri de Türkiye’ye geri döndü. Biraz da inatçı bir yapıda olmam itibarıyla ben kalmaya karar verdim, o karar çerçevesinde de Amerika’ya geldiğim günden beri çalışıyorum diyebilirim. Bu sene 28. yılım burada.

 Venture Science’ın hikayesi neydi? Nelere yatırım yaptınız?

Venture Science’ı 2012 yılında Silikon Vadisinin merkezi Palo Alto kentine taşınmamla beraber kurdum. O yıllarda girişim sermayesi oldukça klasik yaklaşımlarla yürüyen bir sektördü, yatırım seçme modelleri, kantatif yatırım modelleri gibi modern sistemler pek kullanılmıyordu. Amerika’da master yaptığım alan zaten bu modelleri geliştirmeye yönelik bir alandı ve ben de konuya önce bir tez olarak yaklaştım, ve oluşturduğum modelleri yazdığım yazılarla paylaşmaya başladım. Bugün neredeyse tüm ciddi yatırım firmaları benzer modeller kullanmakta. Bir iş yaparken kazanca ilaveten o sektöre de bir fayda sağlamak önemlidir. Benim de çorbada tuzum bu şekilde oldu ve bir manada o ekosistemde kabul görmemde büyük rol oynadı.

 Hangi yatırımlarınız beklediğiniz gibi gitti, hangilerinde hayal kırıklığına uğradınız?

İlk yatırımımızda bir şans yaşadık ve firmamızı kısa sürede Google satın aldı. Bu çıkışın verdiği ivme ile erken aşama yatırımlara devam ettik. Bu yatırımların bir kısmı başarılı oldu, bir kısmı 2015 – 2016 dönemindeki A serisi yatırımların durgunluğundan dolayı devam etmedi. Startuplarda fikir ve ürün ne olursa olsun firmaların hayatta kalabilmesi için nakit seviyelerini yüksek tutmaları, hatta en az 18 ay hiçbir gelirleri olmadan ayakta kalabilecek ve Ar-Ge’ye devam edebilecek maddi güçte olmaları gerekir. Bu maddi güç de dış fonlanma ile gerçekleşir ki dünyadaki startup yatırımlarının yüzde 35’i sadece San Francisco bölgesinde yaşanmakta.

Türkiye’de hangi yatırımları yaptınız? Yeni planlar var mı?

Hem firmamızın merkezinin San Francisco bölgesinde olması, hem de benim artık Amerika’da 28inci yılım olarak buraya yerleşik olmam sebebiyle yatırım ve çalışmalarımızın çoğu yine bu bölgede, yani Silikon Vadisinde. Zaten Silikon Vadisi yatırımlarına girebilmek için New York’tan bile yatırımcılar fırsat kollamakta ama buraya yerleşik olmadıkları için zorlanmaktalar. Yani suyun kaynağında kendimizi bulduk diyebilirim. Ama Türkiye’deki yatırımları da bizlere ulaştıkça inceliyor, değerlendiriyoruz. Geçtiğimiz yıllarda birkaç yatırımımız oldu, hatta pozitif sonuçlar da aldık. Türkiye’ye yönelik çalışmalarımıza tabii devam etmek istiyoruz, hatta oyun ve uzay sektörlerinde de büyük potansiyel görüyoruz.

 İlk Türk astronot Alper Gezeravcı’ nın  uzaya gidişini sağlayan Axiom Space’ de yatırım yaptığınız girişimler arasında… Hatta tek Türk yatırımcı sizsiniz sanırım?

Bildiğimiz kadarıyla firmanın tek Türk kökenli yatırımcı biziz. Alper Gezeravcı ile de bu güzel tesadüf çerçevesinde tanışma fırsatı bulduk, bundan da büyük onur ve mutluluk duyduk diyebilirim. Uzay programları tüm dünyada oldukça revaçta olan programlar ve ülkemizin de bu alandaki atılımlarını ben oldukçe pozitif buluyorum. Ata’mızın da dediği gibi İstikbal Göklerde. Uydu programları, ay ve mars’a, hattta diğer gezegenlere yönelik çalışmalar insanlığı sadece bilimsel değil, manevi olarak da ileri götüren çalışmalar. Yediden yetmişe kim olursa olsun semalara baktığında bir heyecan, bir umut duyuyor. Bizim de ülke olarak çok kısıtlı imkanlarla başlattığımız uzay programlarına bu heyecan ile bakmanın doğru olacağı kanaatindeyim.

 Uzaya yönelik yatırımlara devam edecek misiniz?

Evet, uzay alanındaki yatırımlarımızı bu sene de devam edecek şeklinde planlıyoruz. Burada ciddi bir ekosistem oluşmaya başladı, hatta sektörün en öncü firmalarından ayrılanlar kendi firmalarını kurmaya başladılar. Biz buna sektörün DNA’sı diyoruz ve aslında o DNA’ya yatırım yapıyoruz.

 Bu sene planladığınız farklı sektörlerdeki yatırımlarınız neler olacak?

Bu sene uzay yatırımlarımıza ilaveten sağlık ile yapay zekanın kesişimindeki firmalara yatırım yapmayı planlıyoruz. Sağlık sektörüne baktığımızda ilaç ar-ge’den, tıbbi cihazlara, tanıdan teşhis ve tedaviye, kişisel tıp dediğimiz kişinin genetik yapısına özel tedavilere, hastane yönetimi, tedarik zincirleri gibi ana alanların tamamı yapay zeka sistemleri ile yeni bir ivme kazanmış durumda. Kalp hastalıkları, kanser, Alzheimers, hele felç, şeker hastalığı, damar sertliği gibi dünyada milyarlarca insanı etkileyen hastalıkların dışında az görülen hastalıklar, çocuk hastalıkları, genetik hastalıklar gibi bir çok alanda yeni ilaç ve tedavilerin, hızlı veri işlemi ve zor denklemlerin yapay zeka sistemleri, hatta quantum bilgisayar sistemleri ile çözülmesi, önümüzdeki on senede insan ömrünü oldukça arttıracak, tabii üzüntü duyduğumuz kayıpları azaltacak. Biz yatırımlarımıza bakarken önce insane ve insan hayatına vereceği pozitif etki nedir onu anlamaya çalışırız. Ekonomik potansiyel ve kazanç ondan sonra otomatikman gelmektedir. Sağlık sektöründeki bu potansiyel 5 Trilyon doların üzerinde. Bu iki unsur bir araya geldiğinde, yatırımcı olarak bu sahnede rol alabilmekten büyük onur duymaktayım. Bu alanda çalışan Türk bilim adamları ve girişimcilerini de şimdiden tebrik ediyorum.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
İnşaat mühendisliğinden teknoloji sektörüne geçiş! Venture Science kurucusu Türker Oğuz başarı hikayesini anlattı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin