AKP’li Şanlıurfa Belediyesi’nin son üç yıldır gündemden düşmeyen parsel parsel arsa satışlarının özellikle son dönemde giderek artmasına tepki yağdı. Eski Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Bilal Tekatlı arsa satışları nedeniyle AKP’li Başkan Zeynel Abidin Beyazgül’e ateş püskürdü…
Şanlıurfa’nın AKP’li Belediyesi’nin sık sık arsa satış ilanı vererek kentin önceki belediye başkanları döneminde ürettiği binlerce dönüm araziyi satmasına sosyal medyadan eleştiri yağmuru geldi.
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nin AKP’li meclis üyeliğini yapan eski başkan vekili Bilal Tekatlı, sosyal medya hesabından, belediyenin arsa satış ilanlarının bir bölümünü, “Bunlar sadece sattıklarının bazıları” notuyla paylaşarak tepkisini dile getirdi.
ATATÜRK BARAJI’NIN DİBİNDE EN PAHALI SUYU İÇİYORUZ
Şanlıurfa’nın Türkiye’nin en büyük barajı olan Atatürk Barajı’nın dibinde olmasına rağmen Türkiye’nin en pahalı suyunu içtiğini kaydeden Tekatlı tepkisini şöyle sürdürdü:
“Çok değil 2020 yılında suyun tonajı 3.50 lira iken, 3 yıl sonra 18.75 lira yapmak büyük sevda değil, büyük zam ister. Su zam şampiyonu olmuş, hala utanmadan algı yapıyorlar. Gaziantep’te 19 metreküp su 250 lira.
Şanlıurfa’da ise, 20 metreküp su 430 lira. Mardin’de 0-15 metreküp su tüketimi 13.20 lira. Şanlıurfa’da 0-20 metreküp su için vatandaştan 21.50 kuruş tahsil ediliyor.
Sonra Şanlıurfa Su ve Kanalizasyon İdaresi bize, ‘Yok efendim biz suyu pahalıya mal ediyoruz’ diye maval okuyor. Etme kardeşim etme. Şanlıurfa’da su faturaları, elektrik faturalarının iki katı geliyor. Türkiye’de böyle bir şehir daha olduğunu zannetmiyorum.”
TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİMİN PARASIYLA ALGI OPERASYONU
Tekatlı, yerel seçimlerin yaklaşmasıyla parsel parsel satılan, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı olan paraların peşkeş çekilmeye, yandaş basının kentte ağırlanarak algı operasyonu yapıldığını kaydederek şöyle dedi:
Geçtiğimiz kış yaşanan sel felaketinde iş makinesinin kepçesiyle su boşaltmaya çalışıp, basiretsizlik nedeniyle gerekli önlemler alınmaması yüzünden insanların öldüğü kentin yöneticisi kalkıp bu işte sorumluluğunun olmadığını söylüyor.
Getirdiği yandaş gazetecilere kentin bir iki cilalı yerini gezdirip algı yapmaya çalışıyor. Hırsızı, arsızı, rüşvetçisi, üç kuruşa kalemini satanlar da çıkmış bu kişiye, “Gönül adamı” diyor. Hadi oradan, hepinizi tarihin kirli sayfalarına gömeceğiz.
